Glikoz şurubu ile ilgili kamuoyuna yanlış aksettirilen bilgiyi GİMDES Bilim Teknik Kurulu Üyesi, Gıda Mühendisi ve Başdenetçi A. Hayreddin İşbilir’in açıklamasıyla düzeltmek isteriz.
“Glikoz, sakkaroz, fruktoz bitki kaynaklı doğal tatlandırıcılardandır ve az-çok sağlık problemlerine neden olabilirler. Ancak saglığa zararlı maddeler hakkında fıkıh hocalarının İslamî bakis acisi şudur: zararlı olmak 2’dir.
-Birincisi, zatında zararli olanlar.
-İkincisi, ihtiyara (tercihe) ve kesbe bağlı zararlı hale gelenlerdir.
Burada ilk olan bizzat zararli olanlardir ve çok az dahi vucuda alınsa vucudun bundan zarar gördüğü mutlak olanlardır. Sodyum nitrit, sodyum benzoat, sodyum metabisülfit, MSG vs. bunlara birer misaldir ve helal sertifika verilmez.
Ikincisi ise doğru tuketimininde zarar vermeyen, fakat fazla tuketildiginde veya zamansiz tuketildiginde (mesela yemekten hemen sonra meyve yemek..) vucuda zararlı hale gelen gıdalardır. Her bir gıda böyledir. Çok fazla su içilirse hücre patlaması (otoliz) olur ve su zehirlenmesinden ölebiliriz mesela.. Bu ikincisi konusunda fıkıh herhangi bir yasak koymaz. Her insan bunu kendine zarar vermeyecek sekilde tuketebilir. Misir surupları da böyledir. Bizzat zararli olmayıp fazla tüketiminde vücuda birtakim zararlari vardır.
Mesela balda glikoz vardır ve az tuketimi şifa iken fazla tüketimi hasta eder. Fruktoz meyvelerde bol miktarda mevcuttur. Doğru tüketimi faydalı iken fazlası vucuda zarardır. Dolayısıyla mısır şuruplarına helal sertifika vermekte kullanılan mısırın GDO’lu olup olmaması dışında hicbir problem yoktur. Ancak misir suruplarini içeren gıdaları çokça tuketmek doğru değildir. Bu da bizim imtihaniniz.”