İlim amelsiz fayda vermeyeceği gibi amel de ilimsiz eksik kalır. Bu nedenle helal gıda konusunda ilmimizi sürekli arttırmalıyız. Öğrendiklerimizi de “emr-i bi’l maruf” gereğince diğer Müslümanlara aktarmalıyız.
Müslümanlar Neden Helal Gıdayı Dava Edinmeli?
Dünya piyasasında gıdalarımıza katılmak üzere pazarlanan 3500 cins katkı maddesi sağlık, kozmetik ve gıda endüstrisinde kullanılmaktadır. Bunlar bitten yengeç ayaklarına, kandan insan saçına, domuzun midesinden kılına varıncaya kadar çeşitli kökenlerden üretilmektedir. Üretici firmalar haram veya şüpheli durumda olabilen bu katkı maddelerini bilinçsizce kullanırken aynı hızda tüketiciler de bu şüpheli ve hatta haram haline gelen gıdaları bilinçsizce tüketmektedir. Bugün helal ve haram hassasiyeti olmayan gayrimüslimler tüketilebilecek gıdaların içeriğini belirlemişlerdir. Uygulanan yöntem ve kullanılan maddelerin İslam’a uygunluğu önemsenmemektedir. Bu sistemlerin Müslüman ülkelerde de kullanılmasının bir sonucu olarak lokmamıza haram karışmış ve şüpheli hale gelmiştir.
PEKİ BİZ NE YAPABİLİRİZ?
- Zamanımızın en büyük davası iman, imtihanı ise gıdadır.
- Tüm hayatını helal dairesinde yaşamak isteyen Müslüman önce “Helal Lokma” ile beslenmelidir.
- Toplum olarak uyanmamız, bilgilenmemiz ve hakkımızı aramamız gerekiyor.
- Bir fırsatını bulup her yerde Allah’ı sonra da helal gıdayı anlatmalıyız.
Helal gıda mükemmel kalite demektir. Uluslararası kabul görmüş gıda kalite güvence sistemlerinin üzerindedir; çünkü bu gereklilikler helal gıdanın sadece bir parçasıdır.
Gıdalarımızda Kullanılan ve Müslüman Tüketici İçin En Tehlikeli İki Unsur: Domuz ve Alkol
Domuz yetiştirilmesi kolay ve karlı olan; cam dışında leş dahil her şeyi yiyebilen ve bir kerede 15-20 yavru doğurabilen, yağ oranı fazla olan bir canlıdır. Bu özellikleriyle üretim teknolojisinde cazip hale gelmektedir. Vücudunun hiç bir parçası atılmadan kıvam verme özelliğinden protein olma özelliğine kadar çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Haram olan alkol alternatifleri olmasına rağmen ucuz olması ve kolay işlem görmesi gibi nedenlerle kullanılır. İçecek ve yiyeceklerde aroma çözdürücü, gıdada kullanılacak maddeleri kolayca birleştirme, temizleyici ajan olma, uçucu kimyasal özelliği gibi nedenlerle üretimlerde tercih edilmektedir.
Ekmeklerimizdeki Tehlike!
Tükettiğimiz ekmek haram ve sağlığa zararlı olabilir mi?
Her şeyimizi batıdan ithal etmeye başladığımızdan beri en temel gıda maddemiz olan ekmek de değişikliğe uğratıldı. Temel ham maddesi un ve maya dışında pek çok katkı maddesi ile balon gibi şişirilmiş, içi kof, tadı ve lezzeti kalmamış, ekmek görüntüsü verilmeye çalışılmış garip bir nesne haline getirildi. Fırın işletmecileri üretim yaparken şüpheli gıda katkı maddelerini kullanmamalı ve satın aldıkları unda haram ya da zararlı bir katkı olup olmadığını anlamak için unu analiz ettirmelidirler. Aksi halde üretim, büyük bir vebali üstlenmek olur. GİMDES Helal ve Tayyib Sertifikası, üreticinin bu sorumluluğunu yerine getirmesini sağlar.
Fırın sahipleri ne ürettiğini bilmiyor! Tüketiciler ne yediğini bilmiyor!
2013 yılında bir televizyon programında fırınlar üzerinde araştırma yapıldı. Raflardan ve fırınlardan alınan ekmekler analiz edildi. Ekmeklerin içerisinde izin verilmeyen birçok gıda katkı maddesine rastlandı. Bunların arasında yurt dışından ithal, insan saçı ve domuz kılından elde edilen “L-Sistein” en çarpıcısı oldu. Ülkemizde açığa çıkan bu durum üzerine tartışmalar uzun süre devam etti. Beyaz toz halinde olan bu katkı maddesini çoğu üretici kökeninden bihaber kullanıyor.
Sağlığımızı koruyan ekmeğimiz bugün maalesef haram, şüpheli ve sağlığımız için zararlı hale getirilmeye devam ediyor. Günümüzde hamurun asidini arttırmak, ekmek hatalarını düzeltmek, bayatlamayı geciktirmek, su oranını arttırmak, hacim artışı sağlamak, hamurun karışma zamanını kısaltmak gibi çeşitli amaçlar için gıda katkı maddeleri kullanılmaktadır. Daha beyaz görünen un elde etmek için beyazlatıcı olarak Benzoil Peroksit (E928) ve Potasyum Bromat (E924) gibi kanserojen ve alerjik katkı maddeleri, hacim arttırıcı ve esneklik sağlayıcı olarak L-Sistein (E920) gibi insan saçı, kanatlı hayvanların tüyü ve domuz kılından üretilen katkı maddelerinin kullanımı tüketici için çok büyük risk oluşturmaktadır. Ekmeğin güzel kokması aromalarla sağlanıp tüketicinin rağbetini çekiyor. Ayrıca ekmeğin koyuluğu arttırılarak sağlıklı görünümü veriliyor. Bu renk malt unu ile sağlanmakla beraber malt bira sanayinden gelebilir.
Tatlılarımızın Tadı Yok! Tuzlularımızın Tuzu Yok!
Çünkü Pastanelerimizin Helal Gıda Güvenceleri Yok!
Her sabah çocuklarımızın pastane ürünleriyle kahvaltı ettiğini veya kutlamalarda tükettiğimiz pasta ve tatlıların içeriğini hiç düşündük mü? Pastanelerde simitten pastaya kadar hazırlanan ve insan tüketimine sunulan tüm yiyeceklere haram bulaşmış olma ihtimali vardır. Helal lokma yiyebilmemiz için, üreticiler bu tehlikeleri çok iyi bilmeli ve gerekeni uygulamalıdırlar. GİMDES Helal ve Tayyib Sertifikası, üreticinin bu sorumluluğunu yerine getirmesini sağlar.
JELATİN (E441): Hayvanların (çoğunlukla domuz ve sığırın) kemik, deri ve bağ dokularından üretilir. Pasta ürünlerinde, dondurmalarda, kremalarda, şekerleme ve tatlılarda kullanılmaktadır. Ülkemizde ve dünyada İslami usullere uygun üretilmiş sertifikalı jelatin bulunmamaktadır.
SİSTEİN (E910-E920-E921): Dünya üzerinde büyük çoğunlukla ucuz olup kolay işlendiği için insan saçından, domuz kılından ve ördek tüyünden üretilip satılır. Ayçöreği, rulo, bazı kekler, pide ekmek, pizza hamuru, yufka gibi ürünlerde kullanılabilir.
KARMİN (E120): Bir tür böcekten elde edilir ve gıdalarda renklendirici olarak kullanılır. Kırmızı renkli meyve suları, şekerlemeler, kekler, kurabiye ve pasta yapımında (jöle, krema, şeker hamuru) kullanılabilir.
ŞELLAK (E904): Yine böceklerden elde edilen bir katkı maddesidir. Yüzey sırlama maddesi olarak şeker ve çikolataların dış yüzünün parlatılmasında kullanılabilir. Bu 4 katkı maddesini içeren ya da içerme ihtimali olan yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
Gliserin (E422), Mono Di Gliserid (E471), Lesitin (E322) gibi katkılar hem hayvan hem bitki kökenli olabildiğinden ileri derecede şüphelidir. Bu tür katkı maddeleri için: “Bitkisel mi hayvansal mı? Hayvansal ise bu hangi hayvandır? Domuz mu? Sığır mı? Sığır ise İslami koşullara uygun kesilmiş midir? Bitkisel ise alkolle muamele edilme durumu var mıdır?” gibi sorular aklımıza mutlaka gelmelidir. Ürünlerde çok sık kullanılan yapay aromalar bize yediklerimizi farklı algılatıyor. Örneğin; çilekli pasta yediğimizi sanırken aslında çilek yerine tadını ve kokusunu sağlayan yapay çilek aroması yiyoruz. Üstelik aromaların da alkol ile çözdürülmüş olma tehlikesi vardır. Sentetik renklendiriciler, tatlandırıcılar, margarin gibi katkılar ise sağlık açısından zararlı etkiler oluşturduğu ispatlanmış olması sebebiyle kullanımı uygun değildir. Bu katkılara haram diyemeyiz fakat tayyib (sağlıklı) değildir. Kuran-ı Kerim ise; “Helal ve Tayyib (temiz, sağlıklı, hijyenik) Yiyin” buyuruyor.
Helal yaşam, helal yemek, helal içmek, kısaca helal lokma Müslüman’ın olmazsa olmazı, onun imani bir meselesidir.
“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır.” (Bakara Suresi, 168. Ayet)
Son yüzyılda gelişen teknolojiyle birlikte unutulmaya yüz tutmuş helal lokma sorumluluğumuzu yerine getirmek için hep birlikte Allah’ın ipine sarılarak, lokmamızın, dolayısıyla hayatımızın helalleşmesini ümit ediyoruz.
GİMDES KİMDİR?
2005’te kurulmuş olan GİMDES, her türlü siyaset ve ticaret hesaplarının dışında bir sivil toplum kuruluşu olarak ”Helal ve Sağlıklı Ürünler” gibi yaşantımızda çok önemli, fakat pek az önem verdiğimiz bir konuda çalışmalarını sürdürmektedir. 2007 yılında Türkiye’deki Teknik Bilim ve Fıkıh İlim Ulemasından faydalanarak hazırladığı uluslararası Helal ve Tayyib sertifikalandırma standartları ile “Helal ve Tayyib Sertifikalandırma Kurumu” yani kefalet kurumu nasıl olur göstermiştir. GİMDES gayretli çalışmaları ile 2010 yılında WHC (Dünya Helal Konseyi) çatısı altında olan Türkiye’deki tek helal sertifikalandırma kurumu olmuştur. 2011 yılında WHC Yönetim Kurulu Üyeliğine getirilmiştir. Kendisine Müslümanlığa hizmet etmeyi gaye edinen GİMDES, WHC üyeleri tarafından oy birliği ile 2011 yılı Kasım ayında WHC başkanlığına getirilmiştir ve halen bu görevini halen devam ettirmektedir.